4. Parti Lojistik: Tedarik Zinciri Entegratörü
Prof. Dr. Murat ERDAL – merdal@istanbul.edu.tr
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı
www.muraterdal.com
Günümüzde lojistik operasyonları; farklılaşan müşteri ihtiyaçları, artan rekabet, teknolojinin dönüştürücü etkisi ve çevre bilincinin artması ile yeniden ele alınmaktadır. Lojistik hizmet alanlar ve hizmet verenler arasındaki ilişki köklü bir dönüşüm içerisinde. Beklentilerin artması, yeni çözüm ve uygulamaları da beraberinde getiriyor. Bugün geldiğimiz noktanın daha iyi anlaşılması için lojistiğin tarihsel gelişimine kısaca bakalım.
Geleneksel taşıma anlayışı içerisinde; taşıma türünün belirlenmesi, yükleme – boşaltma operasyonları, fiili taşıma ve mevzuat (belgeler) vardı.
Üretimde ölçekler büyümeye başlayınca beraberinde yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı. Şirketler için yüksek miktarlardaki ürün çeşitliliği sıkıntı oluşturmaya başladı. Ürünlerin zemin üzerinde yığılmasının kayıpları ve maliyetleri ortaya çıktı. Sınırlı teknoloji kullanımı ve yoğun emekle bir yere kadar çözümler getirilebildi. Envanter takibi yeterince yapılamadığı durumlarda ürünler büyük sorun oluşturdu. Birikmelerle birlikte ürünler moda değerini kaybetti, tasarım olarak eskidi ya da son tüketim tarihleri geçti.
Depo yönetiminin özel bir alan olduğu anlaşıldı. Depo altyapı yatırımları ile birlikte stok yönetimi, sipariş hazırlama, ambalajlama, etiketleme, tasnifleme gibi “katma değerli lojistik” faaliyetleri gündeme geldi. Bu dönemde lojistik operasyonların profesyonel yönetim anlayışı ile yönetme gerekliliği anlaşıldı. “Lojistikte dış kaynak kullanımı” zorunlu hale geldi.
3.Parti Lojistik anlayışının gelişimi ile hizmet derinliği ve uzmanlaşma yaygınlaştı. “Lojistik ürünle başlar, hizmetle devam eder” bakış açısıyla söz konusu ürünün fiziksel, kimyasal ve ticari özellikleri daha fazla göz önünde bulundurulmaya başlandı. Ürünün üç temel özelliği taşıma, depolama ve dağıtım operasyonlarında kendisini buldu. Kimyasal, soğuk, donuk, proje, tekstil, otomotiv, fuar gibi ürün veya sektör temelli uzmanlıklar sektöre damgasını vurdu. Lojistik uygulamalar özgünleşti. Sözleşmelere yeni maddeler konuldu.
Artan küresel ticaretle birlikte ihracat ve ithalat faaliyetleri çeşitlendi. Farklı kıtalar, yeni güzergah ve altyapılar (limanlar, havalimanları) ve yeni lojistik operasyonlar demekti. Yeni pazarlar yeni öğrenmeleri getirdi. Farklı tüketici talepleri ve geçerli mevzuat, ürün – pazar uyumu için ilave çaba gerektirdi. Ebat, renk, ambalaj, etiket, vb. değişimler kaçınılmaz hale geldi.
Hedef pazarın istek ve ihtiyaçlarına uygun lojistik çözüm getirmek başlı başına bir uzmanlıktı. Tüm gereksinimler üretimin ilk yapıldığı noktada çözümlenemiyordu. Yerelde de çalışmak ve inovatif hamleler gerekliydi. Aksi takdirde satılamayan, bekleyen ürün stokları maliyet anlamını taşıyordu. Esneklik ve çeviklik (çevik lojistik) daha fazla tartışılır hale geldi.
E-ticaretin gelişmesi sektörü derinden etkiledi. Tüm dünyada kargo ve kurye operasyonlarında patlama yaşandı. Hava kargo ve ekspres taşıma başka bir seviyeye geldi.
E-ticaret sektörünün depolama ve dağıtım gereksinimleri hayli farklı zeminde ilerledi. E-ticaret depolarının sayısı ve ölçekleri arttı. Nihai tüketici doğru siparişin hızlı teslimatını istiyordu. Altyapı, organizasyon, kaynak, yetenek ve BT olmadan e-ticaret taleplerini karşılamak imkansızdı.
Sahada yazılımlar giderek daha fazla uygulama buldu. Kurumsal kaynak planlama (ERP), depo yönetim sistemleri (WMS) ve araç takip sistemleri işleri kolaylaştırdı. Sistemlerin entegre edilmesi konusunda büyük çaba gösterildi.
Şirketler satışlarını artırma ve müşteri memnuniyetini yükseltme amacıyla çoklu kanal (multi channel) ve bütüncül kanal (omni channel) stratejilerini geliştirdi. Perakende faaliyetleri içerisinde geleneksel fiziksel mağaza (offline) satışlarının yanı sıra sanal mağaza (online) ve farklı kanallar üzerinden de satışlar yaygınlaştı. Her kanalda aynı marka deneyimini sağlamak kolay değildi. İşler iyiden iyiye karmaşık hale geldi.
Tüm satış kanallarının entegre bir biçimde çalışması, yönetimi ve izlenebilir olması istendi. İleri ve ters yönlü (iadeler, tamir ve bakım, vd.) ürün akışlarını yönetmenin zorluk ve maliyetleri yükselmeye devam etti.
Müşteri deneyimleri yükseldikçe tedarik zincirleri içerisinde sipariş takip ve görünürlük kavramı yeni bir boyut aldı. Ürün kimlik, konum (mağaza, depo, adres) ve durum bilgisi (stok, sipariş, sevk, dağıtım pozisyonu, teslim) yalın ve şeffaf hale geldi.
E-perakende gelişimi ile müşteriyi merkeze koyarak onun beklenti ve memnuniyetini sağlamada, son kilometre lojistiği kavramı ortaya çıktı. Tüketiciye daha yakın noktalarda bulunma (depo/stoklama) ve daha düşük bir maliyetle, daha kısa bir zaman diliminde hizmet verme ihtiyacı oluştu. Bu noktada, dağıtım organizasyonu, dağıtım merkezi (depo) yer seçimi, sistem desteği, güzergahlar (rotalar), araç tercihleri, teslimat operatörleri ve maliyetler sorgulandı.
Kamu yönetimi tarafında, makro ölçekte gelecek senaryoları, ihtiyaçlar ve ekonominin büyüme trendlerine uygun olarak lojistik master planlar, lojistik performans göstergeleri, lojistik merkezler (üsler ve köyler) ve kent lojistiği popüler konular haline geldi.
Dördüncü Parti Lojistik (4.PL)
Bütün bu evrimleşme sürecinde; pazar, müşteri ve çevre tarafındaki gelişmeler, doğal olarak lojistik hizmet üretenlerini de doğrudan etkiledi. Üçüncü parti lojistik kavramı sonrasında Dördüncü Parti (4 PL) Lojistik, Lider Lojistik Hizmet Sağlayıcı (Lead Logistics Provider), 5. PL ve 6. PL kavramları ortaya atıldı.
Dördüncü parti lojistik, firmanın içerisinde çalışan bir lojistik şirketine benzetilebilir. 4 PL anlayışının temelinde tedarik zincirlerini optimize etme düşüncesi yatmaktadır. Uçtan uca tedarik zinciri (End to End SCM) çözümü sağlamak esastır.
4PL hizmet üreten firmalar çözüm entegratörü olarak da adlandırılmaktadır. Aşılması gereken en kritik problem; sistemlerin birlikte çalışabilirliği, sistemlerin birbiriyle konuştuğu ve verilerin paydaş kurumlar arasında sorunsuz iletilmesine izin verilmesidir. Entegratör strateji içerisinde, farklı sistemlerde yer alan veri setlerinin birbirlerine bağlanması hayati yer tutmaktadır. Talep, envanter, kargo ve taşıma veri setlerinin bağlanması sonucunda;
- Satış kayıplarının azaltılması
- Envanter seviyelerinin optimize edilmesi
- Çeviklik ve
- Sürdürülebilirlik sağlanmaktadır.
Tedarik zinciri entegratörü, kaynaklar, yetenekler ve teknoloji faktörlerinden azami ölçüde yararlanır. Müşteri kazanımları;
- Tedarik zinciri tasarımını ve süreç akışını optimize etme
- Tedarik zinciri boyunca süreçlerin ve sistemlerin entegrasyonu
- Lojistik operasyonları ile gelen (inbound) ve giden (outbound) akışların senkronize edilmesi
- Dağıtım ağlarının modellenmesi ve yönetimi
- Toplam sahip olma maliyetinin (Siparişten Nakite Döngüsü) anlaşılması
- Ağ genelinde süreçler, performans standartları ve raporlama
- Parti lojistik hizmet yönetimi
- Lojistik stratejisi ve analitiği
- Geniş sektör uzmanlığından yararlanma ve
- Tek temas noktasıdır.
Yapay zeka kullanımı ile müşteri sipariş kalıpları, talep tahmin modelleri ve trendler analiz edilir. Bu bilgiler tedarikçiler ve dağıtım merkezleri boyunca paylaşılır. Proaktif olarak talimatlar tedarik sistemleri ve dağıtım kanalı boyunca ileri ve ters yönlü iletilir. Risk ve fırsatlar karşısında pozisyon alma imkânı doğar.
Döngüsel ekonomi ve paylaşım ekonomisi ile alternatif iş modelleri meydana geldi. Döngüsel ekonomi kapsamında azalt, yeniden kullan ve geri dönüştür, sürdürülebilirlik performans hedefleri, çevre dostu depolar ve ambalaj ürünlerinin kullanımı, yeşil ofisler, taşıma ve dağıtımda elektrikli araçlar ve bisiklet kullanımı gündeme geldi. Yeşil mutabakatanlayış ve düzenlemeleri şirketlerin yeni yapılanmaya yöneltti. Sürdürülebilir lojistik ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi uçtan uca tüm paydaşları etkisi altına aldı.
Paylaşım ekonomisinde tüketicilerin aynı zamanda birlikte lojistik değer yaratma (crowd logistics) üzerine kurulu iş modelleri güçlenmeye başladı. Uber örneği kargo ve dağıtım sektörlerine ilham oldu. Aynı yöne giden tüketici araçlarının gruplandırılması (yönlendirilmesi), kargo, paket ve diğer ihtiyaçların taşınmasında kullanıldı.
Yeni dönemde lojistik startuplar çok farklı kategorilerde yenilikçi çözümler getirmeye başladılar. Yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT), bulut bilişim, otomatik depolar, robotik sistemler, blok zincir, veri analitiği, otonom araçlar öne çıkan konular oldu. İlerleyen haftalarda teknoloji merkezli çözümlerin lojistik sektörüne katkıları ve olası etkilerini analiz edeceğim.
Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr